Masa 2

Konu: Masa 2 Perş. Tem. 10, 2008 9:36 pm

Jaques elleri ceplerinde bankadan sonra gezmeye başlamıştı. Bankaya ablasının isteği üzerinde ufak bir para yatırmıştı. Bu işleri okul olmadığı zaman o yapıyordu. İki ablası da bunun bir erkeğin elinde geçmesi hem fikir gibiydi.

Yokuş aşağı inerken farklı farklı olayları düşünmekten beyni uyuşmuştu. Bir den gözü Üç Süpürgeye ilişti. İçeri girmek için tam vakti gibi geldi. Ayaklarını sürüye sürüye ona doğru ilerledi. Kapıdan yavaşça içeri süzüldü. İçersi son derece kalabalık gözüküyordu. Kendine uygun boş bir masa buldu. Ona doğru ilerken tanıdık bir yüze rastlamayı diliyordu. Ama kimseye rastlamadı. Kendini boş sandalyeye atıp elini havaya kaldırdı.

“ Bana kaymak birası !”

Cümleyi bitirmemişti. Ne olduğunu anladığını ima eden garson birkaç dakika sonra onun önünde masaya istediğini koyuyordu. Birkaç dakika sonra göz ününden kaybolmuş olan garsondan sonra etrafta konuşulanlara kulak misafiri olmayı denedi. Ama gürültü her yere yayılmıştı.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 3:14 pm

Lacy oldukça rahat hissediyordu kendini. Mutlu,huzurlu,sakin.. Tüm olumlu düşünceler üzerindeydi ve sıcak bir gülümseme isteiğine sebep oluyordu. Sokaklar bomboştu. Fakat gelen geçenler de olmuyor değildi hani.

Hogsmade sokaklarına çıkmak, gezmek, tozmak ve en çok istediği de bir kaymak birası içmekti. Domuz Kafası'nın kapısından kafasını uzatıp baktı ama çok kalabalıktı. Dükkan sahibi gelmesini söyledi ama Lacy umursamadan kapayı çekip yoluna devam etmeye başladı. Stefan ile zaten ayrışmışlardı. Tek başına gitmeyen şeylerden dolayı. Bu yüzden mutluydu. Şimdi en azından bir yanlızlık söz konusu değildi. Büyücüler bir şeyler fısıldıyorlardı ancak duyamamıştı. Kulak kabartmak zevkli de olsa tuhaf bir şeydi. İngilizlerle arkadaşlıklar kurmaktan "İngiliz Onuru" adlı şeyi kapmıştı. Daha önce böyle herşeyi umursayan biri değildi Lacy.

Tüm bunlar zihnini kurcalarken Üç Süpürge ilişti gözüne.Çok dolu sayılmazdı ama oturacak masa yok gibiydi. Etrafa bakındı uzunca bir süre . Yer yoktu. Tüm geldiği yolu boşuna mı gelmişti? Gerisin geriye geri mi dönecekti? Tabii ki de hayır. Bar sandalyelerine oturmaya razıydı. Bir sandalye çekti ve " Bir kaymak birası alacağım" dedi yüksek bir ses tonu ile.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 3:25 pm

Jacques bir anda gürültünün arasından tanıdık bir sesle irkildi. Başını kaldırarak kim olduğuna bakmaya gerek dahi yoktu onun kim olduğunu anlamak için ama yinede baktı. Yanılmıyordu, karşısında sırtını ona dönmüş bar sandalyesinde oturan Jacqueline vardı. Onun görmek çok güzeldi. İçinde ona karşı değişik duygular barındırıyordu ona karşı ama onun sevgilisi vardı. Yavaşça masadan kalkarak ona doğru ilerdi. Sandalyesinin arkasına yavaşça sokularak fısıltıyla kulağına eğildi.

“ Selam Jacqueline.”

Kız onu fark etmediği için bir anda irkildi ve Jacques’e karşı güleç bir tavır sergiledi. Bir an birbirlerini özlemişçesine sarıldılar. Birkaç gün önce görüşmüşlerdi halbuki. Ona gülümseyerek masasını gösterdi.

“ Benimle oturmayı dilersin umarım.”

Hayır demeyeceğini biliyordu onu arkadaş olarak gördüğüne emindi. Lacy’nin önüne konulan bardağı alarak ona taşıyabileceğini belirtti. İkisi de büyük bir sessizlik ve hızlı hareketlerle masaya ulaşmışlardı. Önce Jacqueline oturmuştu. Jacques karşısına oturmak yerine yanına geçmeyi tercih etti. Tek istediği ona yakın olmaktı.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 3:36 pm

O sırada bir kızın yüksek bir ses tonuyla:

" Bir kaymak birası alacağım! "

demesiyle irkildi ve daldığı düşüncelerden sıyrıldı aniden. Kızın kabalık etmesine karşılık:

" Evet elbette, hemen efendim! "

dedi yüksek bir ses tonuyla. Sonra sırıtarak tozlu rafların arasından bir kaymak birası şişesini çıkardı. Tozunu silerek kapağını açtı. Bu sefer tozlardan arınmış, cam kapaklı dolabın kapağını açtı ve içinden zümrüt rengi bir kadehi çıkararak kaymak birasını boca etti. Kıza uzatarak:

" Buyrun efendim. Başka bir arzunuz? "

dedi bu kez normal bir ses tonuyla. O sırada içinden * Ah, şu gençler! * diye geçirdi gülümseyerek.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 3:58 pm

" Buyrun efendim. Başka bir arzunuz? "dediğinde dükkan sahibi, Lacy döndü ve " Teşekkürler..Arkadaşımla yanlız kalalım lütfen " dedi ve yapmacık bir gülümseme gösterdi. Sonra Jac'e bakıp. " Ah Jac sormana bile gerek yok.Tabii ki " dedi ve masaya geçtiler. Lacy oldukça iyi bir karşılaşma ile karşı karşıyaydı. Ancak Jac geçen gün Stefan ile otururken nedense çıkıp gitmişti. Lacy bir anlam verememişti ama sorun yoktu. Stefan ile artık görüşmediği için masadan çekip gitmeyeceğini düşünüyordu. Sonra Jac'e dönüp " Görüşmeyeli pek uzun zaman olmadı ama napıyorsun? Benim biraz tuhaf. 2 günde herşey değişti gibi " dedi ve az önceki gülüşünden farklı olarak içten bir gülümseme gösterdi.

Jac oldukça kibar ve yakışıklıydı. Onun sevgilisi olup olmadığını bilmiyordu ama olmalı diye düşünüyordu. Çünkü sonuçta tanıdığı sayılı yakışıklılardandı. Aklında sürekli konuşmak vardı. Konuşkanlık böyle bir şeydi.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 4:14 pm

" Görüşmeyeli pek uzun zaman olmadı ama napıyorsun? Benim biraz tuhaf. 2 günde herşey değişti gibi "

Jacques neyin değiştiğini bir anda merak etti. Lacy çok mutlu gözüktüğüne göre Stefan ile iyi giden çok şey olmalıydı. Bu düşünce onu anında üzmüştü suratını karardığını, öfkelendiğini hissediyordu. Tüm bu düşünceleri beyninden savurmak istercesine kafasını Lacy belli etmemeye çalışarak hafifçe salladı. Jacqueline gülümsemeye çalışarak konuşmaya başladı. Ama kafasını salması düşüncelerin yok olmasına neden olmamıştı. Belki de Lacy’nin anlatacağı şeyler onu daha da kıskanmasına, daha fazla öfkeye neden olacaktı.

“ Ee, anlat bakalım! Neler oldu?”

Masa da kendine çeki düzen verdi ve biraz ondan uzaklaştı. Kaymak birasına bakışlarını çevirdi ve ellerini bardağa koydu. Tutacak takati olmasa kendini zorlayarak bardağı alıp içmeye başladı. Kaymak birası biraz olsun onu sakinleştirmişti. Boğazından okşayarak geçişi onu dizginliyordu.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 4:19 pm

“ Ee, anlat bakalım! Neler oldu?” dediğinde Lacy büyük keyifle konuşmaya başladı. " Stefan ile ayrıldık bitti. O gün senden sonra kavag ettik ve ayrıldık.Mutlu ve huzurluyum. " dedi ve güldü.

Gerçekten böyle olduğunu biliyordu. İçidne en ufak bir kaygı yoktu. Kararından emindi ve sonucundan da mutluydu. Okul açılmadan kısa bir aşk yaşamış ve bitmişti. Hepsi bu. Lacy endişenmiyordu. Jac'e dönüp " Şaşırdın değil mi? Duyan herkes şaşırıyor " dedi ve kaymak birasından bir yudum aldı. Daha orada oturabilecek çok vakti vardı. Babası yurt dışında, annesi ise alışverişteydi. Onu alacak olan ise evin hizmetçisiydi. Onu da umursamıyordu zaten. " İngiliz Onur Duyguusu" o hizmetçiye geçmiyordu.

Konu: Geri: Masa 2 Ptsi Tem. 14, 2008 10:23 pm

Stefan ile ayrılmışlar mıydı yoksa Jacques yanlış mı anlamıştı. Buna çok şaşırmıştı. Onunla sonsuza kadar beraber olacakmış gibi gelmişti. Artık kabus bitmişti. Onu artık başkaları paylaşmak istemediğine emindi. Onu arkadaş olarak görmediği bir söyleyebilseydi. Jacques tüm bu düşüncelere dalarak kendi içindeki çatışmayı hafifletmeye çalıştığı sırada Jacqueline’den gelen sesle ona döndü.

" Şaşırdın değil mi? Duyan herkes şaşırıyor "

“ Evet; çok şaşırdım hem de sevindim.”

Kaymak birasını bir kenara bırakmıştı artık. Tek düşündüğü söyleyecekleriydi. Onu incitmeden yapmayı istiyordu tüm bunları. Kalbinde ona aitte bir yer var mıydı çok merak ediyordu. Ya şimdi söylerdi ya da hiçbir zaman. Ona karşı cesareti nedense yoktu. Ona doğru iyice dönerek ellerini iki elinin arasına aldı ve ilk önce gözleri baktı ama sonra dayanamayıp birleştirdikleri ellerine döndürerek konuşmaya başladı.

“ Jacqueline şimdi söylediklerimden sonra ne dersen de içinde geleni söyle yalansız. Çünkü bende öyle yapacağım.”

Duraksadı ve son cesareti ile onun gözlerine baktı. Jacqueline yüzünde garip bir hal vardı. Şaşırmış olmalıydı. Ona karşı hiç böyle davranmamıştı. Davranmamaya çalışmıştı.

“ Seni seviyorum. Arkadaşça filan değil, Sana aşığım.”

Son kelimeleri o kadar vurgulamıştı ki diğer masadakilerden birkaç kişi sese dönüp bakmıştı. Sonra bir anda elleri ayrıldı ve Jacques kendini ondan uzaklaştırarak masaya döndü. Çünkü Jacqueline uzun gibi gelen bir zaman konuşmamıştı. Jacques yanlış bir şey dediğini düşünerek yapmıştı tüm bunları.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 8:56 am

Jacqueline şimdi söylediklerimden sonra ne dersen de içinde geleni söyle yalansız. Çünkü bende öyle yapacağım" dediğinde Lacy çok merak etmeye başlamıştı. Zaten yalansız ve dürüst konuşurdu ama bundan da dürüst ve mantıklı konuşmasını isteyecekti heralde. Bir yandan da ellerini tutuyordu Lacy'nin. Biraz afallamıştı bu davranışa ama hiçbir şey söylemedi. Jac gözlerinin içine bakıyordu ve telaşlı görünüyordu. Onu böyle hiç görmediğine emindi. Duraksadıktan sonra Jac konuşmaya başladı " Seni seviyorum. Arkadaşça filan değil, Sana aşığım.” demesiyle içten içe güldü. Bu kadarını beklemiyordu ama açıkçası Jac'i de sevmiyor değildi. Jac'in gözlerinin içine bakarak " Bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Ama..şey..Ya galiba ben de senden hoşlanıyorum. Daha doğrusu küçükken hoşlanıyordum. Araya Stefan girdi. Sonra gitti ve gene eski yıllara döndüm galiba" dedi ve hafifçe gülümsedi. Sonra Jac'in elini sıktı ve ona bakmaya devam etti.

Küçükken birlikte takıldıkları zaman onu hayranlıkla izlerdi Lacy. Neredeyse oturdukları yerde kızlar hep onunla takılır onunla konuşurdu. Zaten Lacy'nin neredeyse hiç arkadaşı yoktu Jac dışında. Kızlarla takılmasını da kıskanmıyor değildi. Çünkü onun arkadaşlığını kaybetmesinden ve ayrıca hayranlığını fark etmesinden korkardı. Gene o günlere dönmüştü. Stefan ile bittikten 2 gün sonra Jac ile..Şaşırtıcı ama gerçekti..

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 1:51 pm

"Bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Ama..şey..Ya galiba ben de senden hoşlanıyorum. Daha doğrusu küçükken hoşlanıyordum. Araya Stefan girdi. Sonra gitti ve gene eski yıllara döndüm galiba"

Jacques içinin rahatladığını hissediyordu. Jacqueline’nin sözlerini beyninde duyar gibiydi. Küçükken lafı ise bir şok dalgası yaratıyordu. Niye ona söylememişti ki, belki de söyleyememişti. Jacques böyle bir şey hissetmemişti. Belki de okullun ilk yıllarında böyle şeylerin farkında değildi. Ama Jacqueline Stefan ile çıkmaya başladığında, onu kaybettiğini anladığında her şey netleşmişti. O zamana kadar Jacqueline hep yanında olacakmış gibi gelmişti. Sonuç olarak Jacqueline de ondan hoşlanıyordu. Belki oda severdi. Ona doğru başını çevirerek baktı kollarını masada kavuşturduğu için sanki omzundan bakar gibiydi.

“ İşte duydun Jacqueline karar senin, benimle ne olarak kalmak istiyorsun?”

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 2:33 pm

İşte duydun Jacqueline karar senin, benimle ne olarak kalmak istiyorsun?” sözleri Lacy'i düşüncelerin içine yoğunlaştırmıştı. Jac'i ne olarak görüyordu ve daha doğrusu onunla bir başlangıç yapabilir miydi? Ama denemek zarar vermez diye umuyordu. Jac'e döndü ve gözlerine bakarak " Deneyelim.Ama şey..Yani olmazsa yani yapamazsak arkadaşlığını da kaybeder miyim?" diye sordu. Ondan hoşlanıyordu ama yapamazlarsa daha sonralarında Lacy'i istemezse arkadaşlıkları bozulur muydu? Çok düşündü ve onunla başlamaya değeceğini biliyordu. Yavaşca yaklaştı ve yanağına bir öpücük kondurdu. Jac bunun anlamını biliyordu.

Masum bakışlarla Jac'e bakıyordu. Öpücüğün etkisi afallamış bir ifade bırakmıştı üzerinde. Ama pişman değildi. Çünkü bunu yapmacık olarak yapmadığına emindi ve arkasındaydı.Şimdi Jac'in cevabını bekliyordu. Bu sırada bir kaymak birası daha içsem nasıl olur diye de düşünmüyor değildi.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 2:54 pm

" Deneyelim.Ama şey..Yani olmazsa yani yapamazsak arkadaşlığını da kaybeder miyim?"

Jacques Lacy’nin söylediklerini beyninde tarttı. Eğer olmazsa, birlikte yapamazlarsa arkadaş olarak kalabilirler miydi? Hayır sanmıyordu. Jacques’te oda eski anıları hatırlayarak birbirlerine sitem edebilirlerdi. Ama ya bitmeyecek bir hikayeye başlıyorlarsa bunu nerden bilebilirdi ki. Deneyerek göreceklerdi olanları.

“ Arkadaşlığımızı kaybederiz Jacqueline, Ama denemeden hiçbir şeyi göremeyiz.”

Jacqueline o düşüncelere dalacağı sırada küçük bir öpücükle uyandırmıştı. Bu evet olduğunu biliyordu. Yaşayıp görecekleri hayata başlıyorlardı. Tüm dileği ikisi içinde iyi olmasıydı. Jacques mutlu olacaklarından emindi. Jacques arkasına yaslanarak ona baktı. Elini tuttu ve kendine doğru çekti. Yanına yaklaştığında bardaklarına bakarak konuşmaya başladı.

“ Bir tane daha kaymak birasına ne dersin?”

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 3:00 pm

“ Bir tane daha kaymak birasına ne dersin?” dedi Jac. Beynini okuduğunu düşünmeye başlamıştı Lacy. Çünkü aklından bir Kaymak Birası daha içip içmeyeceğini düşünüyordu. Sonra " Olabilir ,Canım!" dedi. "Canım" kelimesini vurgulayarak söylemişti.

Sonra etrafa bakınmaya başladı. Az önce kaymak birası getiren kadını arıyordu gözleri. Fakat bulmadığı için boşver dercesine kafasını salladı. Şimdi o kadını ve kaymak birasını düşünecek halde değildi. Mutluydu ama nedense yapamazlarsa arkadaşlığını da kaybedeceği için korkuyordu. O çok iyi bir dosttu zamanında. Şimdi ise sevgili olmuşlardı. Onun dostluğunu bırakabilirdi ama beyninden silemezdi. Fakat dediği gibi denemeden hiçbirşey olmazdı. Hafifçe " Deneyelim ve görelim o zaman" dedi. Mutlu olmalarını içten istiyordu. Ayrıca okular açıldığında Stefan ile ayrılıp Jac ile çıktığını öğrendiklerinde herkesin şaşıracağını da biliyordu.. Kaymak Biraları geldikten sonra dışarı çıkar mıyız diye soracaktı ama Jac'in dalgın olduğunu görünce vazgeçti. En iyisi susmaktı.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 3:16 pm

Kaymak birası için tüm salonu taradı. Çok kalabalık mı olmuştu, yoksa önceden de böyle miydi? Konuşan büyücü ve cadılar kendilerinden hoşnuttu. Birkaç çift birbirlerine iyice sokulmuş sohbet ediyordu. Jacques etrafta gözükmeyen sahibe yerine garsonlardan birine seslendi.

“ Bakar mısın?”

Hızlı adımlarla ilerleyen adam onların yanına gelerek elinde tepsi ile önlerinde durmuştu. Jacques sakin ses tonuyla konuşmaya başladı.

“ İki kaymak birası alabilirmiyiz?”
“ Tabi efendim.”

Garson uzaklaşıp tezgahın arkasına geçene kadar onu izledi. Jacqueline’ye dönerek onun yüzünü gözlerini seyretti. Ona canım demişti. Bundan daha güzel ne olabilirdi ki. Garson birkaç dakika sonra yanlarına gelip sessizce kaymak biralarına önlerine koydu. Bardağına uzanarak aldı ve hoş tadı tüm bedenini sardı. Lacy’e dönerek konuştu.

“ Çok güzel bir tadı var, değil mi?”

Başka söyleyecek söz bulamıyordu aslında sadece onu yaşamayı, seyretmeyi istiyordu.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 3:27 pm

“ Çok güzel bir tadı var, değil mi?” dediğinde Lacy kaymak birasından bir yudum almıştı. Gerçekten çok hoş bir tadı vardı. Kafasını kurcalayan şeylerin hepsini yok etmiş gibiydi. Jac baştan beri beni seviyormuş ve ben onu Stefan ile nasıl bir araya getirdim diye kendini azarlıyordu. Bunu anlamalıydım. Ne kadar da salağım diyip duruyordu. Ama salaklık değildi bu. Jac çok iyi saklamıştı sırrını. Fakat bir sorun daha var gibiydi. Jac'in ismini bir Gryffindorlu kız ile anılırken duymuştu. Yalan veya doğru bilmiyordu ama sormak iyi olabilirdi. Jac'e dönüp ince bir ses tonuyla " Şey. Jac..Senin..Senin Gryffindorlu bir sevgilin var mıydı? Veya arkadaşın. Şey. Öyle şeyler diyorlarda. Doğru değil öyle değil mi aşkım? " dedi. Öyle şeyler olmamasını içten diliyordu. Çünkü onalrı ayırmış konumuna düşmek geçekten kötüydü.

Bunlarla düşünce havuzunda boğulmuşken saatine baktı. Saat 5.23 idi.Babasının kaçta alacağına dair bir fikri yoktu ama bugün buraya alışveriş için gelmediğini biliyordu babası. Oturmaya ve kafa dinlemeye gelmişti. Umarım geç gelir diye düşünüyordu.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 5:34 pm

Jacques birkaç kere kaymak birasından yudum alıp masaya doğru uzattı ve koydu. Lacy bir an gözüne çok düşünceli geldi. Bir şeyler düşünüyor gibiydi. Her zaman onun yanında olmayı diledi. Ona gülümseyerek bakarken beklenmedik bir soru ile karşılaştı.

" Şey. Jac..Senin..Senin Gryffindorlu bir sevgilin var mıydı? Veya arkadaşın. Şey. Öyle şeyler diyorlarda. Doğru değil öyle değil mi aşkım? "

Jacqueline daha önceden bunu duymuştu ama hiçbir şey sormamıştı. Neden bunu yapmıştı ki. Belki de o zaman Stefan’dan başkasını görmüyordu ve Jacques onun için önemsizdi. Ne diyeceğini bilmiyordu. Kuzeni ile birlikte bir gün geçirmişlerdi ama pekte üzerinde durulacak bir şey değildi.

“ Evet, Lacy. Kuzenin Jane ile birlikte bir gün geçirdik ama bundan ötesi yok. O kadar!”

Söyledikleri kelimesi kelimesine doğruydu. Zaten arkadaşlıkları boyunca ona hiç yalan söylememişti. Şimdi neden söylemesindi ki. Hayır, yok öyle bir şey demenin neye faydası olurdu. Jane de pek alada duyabilirdi.

“ Eğer ikimizi ayırdığını düşünüyorsan düşünme, başlamayan bir şeydi.”

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 8:41 pm

“ Eğer ikimizi ayırdığını düşünüyorsan düşünme, başlamayan bir şeydi.” demesiyle içine bir su serpilmişti. Gözlerinden okunabilecek kadar mutlu gözüküyordu. Sonra Jac'e dönüp " Tamam canım. Öyle düşünmedim değildi ama gerçeği öğrenince.." dedi. Ama kafasını kurcalayan tek bir pürüz kalmıştı. Yanlış mı duymuştu yoksa kuzenin Jane mi demişti? Evet..Evet Jane demişti. Şoka uğramış gibiydi. Fakat umursamadı. Babasının ne zaman geleceği belli olmazdı. Fakat şu iğrenç muggle işi eşyayı kullanmak zorundaydı. Çünkü bu gece Hogsmade'de kalacaktı.

Muggle işi şu iğrenç aleti aldı ve Jac'ten bir saniye istedi. Bu aleti kullanmak oldukça zor geliyordu. Tuşları çevirdi ve babası açınca da " Baba sakın geleyim deme. Ben bu gece Hogsmade'de kalacağım. Haberin olsun." dedi ve belli belirsiz bir şekilde kapattı. Burada belki tek belki Jac ile kalacaktı. Ama Jac'in de kalmasını içten istiyordu. Jac'in yanına biraz daha yaklaştı ve " Şey.. Bu gece nerede kalacaksın? " dedi. Ama büyük ihtimalle ablası onu alacaktı ve karanlıkta yanlız kalmak zorunda kalacaktı.

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 9:12 pm

Daha önce hiç görmediği bir şeyi Lacy elinde tutuyordu. Onu garip bir şekilde izledi. Babasının sesi belli belirsiz geliyordu. Jacqueline hızlıca derdini anlattı. Bu gece burada mı kalacaktı? O kulaklarına inanamaz halde kaymak birasının son yudumlarını boğazına boşalttı. Onu yalnız bırakacak değildi. Tam o sırada Lacy’de beklenen soruyu sormuştu.

" Şey.. Bu gece nerede kalacaksın? "

“ Ben süpürge ile dönecektim. Ablamın süpürgesini kullanma iznim var istersen bu geceyi Karanlık Sofra da geçirebiliriz. Orada iş bitimi kimse yok. Anahtarlar ise bende hoş sevgili ablalarım merak eder ama onları takan kim. Ya da Hogsmeade sokaklarının bir köşesinde birbirimize sarılarak uyuruz.”

Sarılırız derken ona sarılmıştı. Saçları yüzünü okşuyordu. Ona gülümseyerek baktı. Gece nasıl geçecekti? Çok merak ediyordu. Yüzüne gelen saçlarını eliyle çekerek onu burnundan öptü.

“ Ne dersin ne yapalım?”

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 9:17 pm

Ne dersin ne yapalım?” dedi Jac. Ama Lacy hem ona sarılarak uyumak istiyor hem de soğukta uyumak istemiyordu. Sonra biraz çekingen bir tavırla " Karanlık Sofrada uyusak ama gene sarılarak olsa olmaz mı? " dedi. Biraz da gülümsemişti. Çünkü en iyi fikir buydu.

Hem onunla uyuyacaklardı hem de sıcakta. Sokakta kalmaktan iyiydi. Gerçi Jac ile nerede olursa olsun kalırdı. Çünkü bunu küçükken de yaparlardı. Gizlice çıkıp bahçenin bir köşesinde konuşurlar sonra da uyuyup kalırlardı. Bu sefer daha da heyecanlısı ve iyisi olacağı kesindi.. Gecenin tadını çıkartmak için tam vaktiydi. Hayatanın en maceralı ve unutulmaz gecesi olacağı kesindi..

Konu: Geri: Masa 2 Salı Tem. 15, 2008 9:31 pm

"Karanlık Sofrada uyusak ama gene sarılarak olsa olmaz mı? "

Jacques onu tekrar sardıktan sonra yanağından küçük bir makas alarak ondan ayrıldı. Tezgahta duran hoş sahibeye içtiklerinin ne kadar olduğunu sordu nazikçe. Kadın aynı şekilde ona karşılık verdi. İçtiklerinin parasını ödedikten sonra yavaşça Lacy’e doğru yürüdü. Onun adımlarını takip ediyor gibiydi. Masaya yaklaşınca tekrar oturmadan elini ona uzattı.

“ Hadi gidelim.”

Jacqueline elinde tutarak ayağa kalktı. Birlikte el ele dışarı çıktılar. Hava kararmaya başlamıştı. Londra’ya uçmak biraz uzun olacaktı. Knockturn yoluna gitmek ondan sonra çok kolaydı. Süpürgenin çok güzel bir özelliği vardı. İlk gittiği bir yere ikinci gittiğinde ezbere gidebilirdi. Üç süpürgeye sokamadığı süpürgeyi ufak bir çıkmaza saklamıştı. Sakladığı yerden çıkararak süpürgeyi Lacy’e gösterdi.

“ İşte aracımız.”

Jacques bindiğinde elini ona doğru uzattı. Lacy arkasına oturdu ve onu belinden sardı. Sıkıca tutuğu belini kenetlemişti. Omzuna başını yaslayarak hazır olduğunu ifade etti. Bir süre sonra havalanmışlardı. Şömineye vardıklarında Eileen’a haber verebilirdi.

Konu: Geri: Masa 2 Perş. Tem. 17, 2008 7:20 pm

RP Out: Hayır, kilitlenmeyecek. Burası ortak bir başlıktır. RP'niz bittikten sonra diğerleri kullanacaktır. Boşu boşuna Masa 2 olarak değiştirmedim başlığı. Her başlık kilitlenirse masa sayıları gereksiz yere artar. Şu andan itibaren RP'niz bittiğine göre isteyen herkes bu başlıkta RP yapabilir...

» Masa 3
» Masa 1
» Masa 3
» Masa 1