Bitkinlik

Konu: Bitkinlik Cuma Haz. 27, 2008 5:49 pm

Diagon yolunun sevmediği tek özelliği gürültüsüydü. Her yerde bir hengame var gibiydi. Eileen sokağın ortasında durmuş bu sesleri dinlemekten başka yapacak hiçbir şey aklına gelmiyordu. Annesini St Mungo'ya yarım saat önce yatırmıştı. Onun hastalığının ne olduğu konusuna hiç bir fikre ulaşamayan şifacılar Eileen'a net hiç bir şey diyememişlerdi. Gözlerinden annesinin çok hasta olduğu ortaya çıkıyordu.

Eileen kendinden geçmek üzere olduğunu hissediyordu. Gözleri önünde şekiller bulanıklaşmaya başlamıştı. Eve dönemeyecek kadar kendini kötü hissediyordu. Görüntünün netleştiği bir an kitapçı dükkanı gözüne çarptı. Bir saat kadar burada vakit geçirebilirdi. Kitapların arasında kendini dünyadan soyutlaya bilirdi. Yoksa annesinin nasıl olduğuna dair bu bekleyiş onu öldürebilirdi. Yapacakları analiz sonucunun etkisi bir saat sonra verebileceklerini söylemişlerdi.

Kitapçıdan girerken gözleri ile içeri taradı. Tanıdığı birini görmek çok istediği bir şeydi. Konuşmaya ihtiyacı vardı. Ama etrafta hiç tanıdık görememişti. Büyük rafların arasından dolaşarak şuan için onu eğlenedirecek bir kitap aramaya koyuldu. Eline aldığı kitabın başlığında " Ömrümün Son Anları" yazıyordu.

Eileen okuduğu yazının etkisi ile başı döndü. Dengesini kurmakta zorlanıyordu. Elinin birini kitaplığın rafına dokundu ve başını aşağıya eğerek bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışıyordu... Şuan birine o kadar çok ihtiyacı vardı ki...

Rp Out: İsteyen gelsin Kurgu olarak kötü durumdayım işte

Konu: Geri: Bitkinlik Ptsi Haz. 30, 2008 4:46 pm

Rachel yere bakarak yürüyordu... Ellerini ceplerine sokmuştu. O günün ağır temposu altında ezileceğini düşünüyordu , birkaç saat dinlenmenin onun yararına olacağını hissediyordu...

Rachel başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı. Güneş dik vuruyor ve , deyim yerindeyse , canlarına okuyordu. Arada bir önüne geçen bulutların gölgesi serinletiyordu onları , ama bulutlar geçtikten sonra yine kızıl kıyamet... Rachel Diagon Yolu'na özgü , hemen yanındaki , iksirler için baharat satan dükkandan gelen kekik kokusunu duydu. Bu koku huzur verdi ona. Hiç değilse günün yoğun sitresi altında biraz huzur bulabiliyordu...

Aslında sadece kendisi değil , Sihir Bakanlığı'nda çalışan herkesin üzerinde vardı bu bitkinlik. Sıcak da birşeyler katıyor ve günü dayanılmaz hale getiriyordu...
Rachel biraz gölge bulma umuduyla etrafındaki dükkanlara göz gezdirdi. Hemen yakınında Flourish ve Blots vardı. Rachel canlandığını hissetti ve ağır adımlarla dükkandan içeri girdi.

Rachel'in küçüklüğünden beri kitaplara zafı vardı. Kalın , eski ve bilğilendirici kitaplar okurdu hep . Annesi ona profesör olmasını söylerdi , ama o , olmak istememişti...

Rachel dalgınlıkla kitap raflarının arasında gezinerek kitapları inceledi , tam bu sırada gözü birine takıldı. Yandaki kitap raflarının önünde durmuş ve kitaplığa dayanmıştı. Bayıldı bayılacak bir hali vardı.

Rachel endişeyle yanına gitti ve

'İyi misin? Solgun görünüyorsun!'

dedi kısık bir ses tonuyla...

Konu: Geri: Bitkinlik Salı Tem. 01, 2008 3:17 pm

Eileen başına gelen bütün olayları göğüslemeyi bilmişti. Şimdi ona olan neydi, böyle. Ayakta kalacak ne takati , ne gücü kalmıştı. Gözlerinin önüne bin bir çeşit görüntü nüksediyordu. Beklemek bu kadar kötü müydü? İşte şimdi bunu iyi anlıyordu.

'İyi misin? Solgun görünüyorsun!'

Yanına gelen kadının kısık sesini o net duyabilmişti. Sanki kulaklarında binlerce kez tekrarlanmıştı. Kadının bileğine olan hızla tutmuşt. Bileklerini acıttığının farkındaydı ama kendini kontrol edemiyordu. Eileen gözlerini ona doğru döndürüp konuşmaya çalıştı.

" Beni oturabileceğim yere götürebilir misin?"

Söylediği duymuş olsa da emindi değildi. Dudaklarından o sözler çıkmışmıydı ki... Tekrarladı tekrar tüm bu kelimeleri. Kadın onu belinden kavrayım kenarda okuma masalarına doğru götürmeye başladı. Kim olduğunu hatırlamak istediği bir kadındı sanki yanında ki...

Konu: Geri: Bitkinlik Salı Tem. 01, 2008 5:52 pm

" Beni oturabileceğim yere götürebilir misin?"

Bileğini acıtacak bir şekilde tutuyordu. Rachel canı yandıysa da belli etmedi. Çok kısık bir sesle söylemişti bunları. Neredeyse duyulmayacak bir sesle.Rachel dudaklarını okuyarak çıkarabilmişti bu kelimeleri. Durumu kötüydü şüphesiz. Kadını belinden kavrdı ve ayağa kaldırdı. Kitap okumak için oturulan sandalyelerden birine oturttu.Etrafta neredeyse kimse yoktu , onları hiç kimse görmüyordu. Seslenerek de birşey elde edemeyeceğini biliyordu. Rachel endişelenmişti şimdi. Ne yapacağını bilmiyordu. Elini cüppesinin cebine attı ve birşeyler aranmaya başladı. Cebi o kadar büyük ve doluydu ki , birşey bulabilmek imkansızdı. Racheal sonunda aradığı şeyi buldu. Asasını çıkartıp eline doğrulttu ve bir büyü mırıldandı. Elinde süslü ve gümüşten yapılma bir kupa belirdi. Asasıyla kupanın içine su doldurdu ve kadının eline tutuşturdu. O suyuiçerken , Rachel endişeyle onu izledi..

'' Durumun çok kötüyse seni St. Mungo'ya götürebilirim...''

Konu: Geri: Bitkinlik Çarş. Tem. 02, 2008 9:19 pm

Eileen oradan geliyordu zaten. Geri dönmek istemediği bir yerdi ama bir parçası ordaydı işte. Geri dönme saatine kadar burda olmayı tercih ederdi. Kadının ona uzattığı bardağı yudum yudum içti. Serin su dahi boğazından geçmiyordu. Tıkanmakta olduğunu hissetti. Ama beklediği şey olmadı. Suyun etkisi ile biraz kendine gelmişti. Düşüncelerinin onu bu kadar etkileyeceğini nereden bilebilirdi ki. Kadına gülümsemeye çalışarak konuşmayı denedi. Biraz önceki sesinden biraz daha gür çıkmıştı.

" Sizi de korkuttum sanırım bunu yapmak istemezdim. Annemi St Mungo'ya yatırdım. Onun etkisinde kaldım da."

Cümlesini bitirememişti bir türlü. Annesine tam ne olduğunu bilemiyordu. Bu yüzden Karşısındaki nazik bayana bir açıklama yapamazdı. Kendine dahi yapamıyordu ki... Kadının güzel ve bakımlı ellerine dokunarak gülümsedi. Eileen ona uzanan yardım ellerini asla umutmayacak kadar vefalı biriydi.